Onu Kendine Aşık Et
Her ama herşeyi yapmayın! Karşı tarafın hayal gücüne bırakın bazı şeyleri…. Bırakın O
sizi olduğunuzdan fazlası sansın. Kendini çok ifade eden kişiler bencil ve sıkıcı
görünürler bir süre sonra. Ufak imalarda bulunup susun, her başladığınız konunun
ardını o an tamamlamayın… “Bundan sonra ne olacak? Şimdi nereye gidiyoruz? Ne
demek istedi? Öyle dedi ama ardından böyle garip davrandı?” O bunları diyorsa, yani
siz dedirtebiliyorsanız, bu iş tamamdır.
Karışık sinyaller gönderin. Bir ileri bir geri. Yarın olacakları bilseydik yaşam zevkli olur
muydu? Kimse plancılara ve aşırı şeffaflara aşık olmaz, buna inanın. Herkes aramayan
sevgilinin, başkaları tarafından çok arzulanan kişilerin, belirsiz tavırları olan kişilerin
peşindedir. Tabi ki dozajı iyi bilmek lazım, sınırları zorlamayın, tatlı tatlı, devam… O’na
gittiğiniz sonucu söylemeyin ya da hissettirmeyin. Sonunu bildiğiniz filmi izler misiniz?
Sonuç kim bilir ne olacak? Bırakın hayal kursun, bazen paniğe kapılsın, ‘zannetmeye’
başlasın, kuşku duysun. “Benden vazgeçer mi” duygusunu ve korkusunu yaşatın O’na.
Önce korkup vazgeçecek gibi olsa da, daha iyi bir baştan çıkarıcısı yoksa O sizindir.
Size gerçek bir arzusu varsa, sonunu bilmeden de olsa sizinle birlikte kapılıp gidecektir.
Aşkta bir “başkalarının ne düşündüğünü önemsememe” durumu vardır. Aşk bir meydan
okumadır. “Gel beraber meydan okuyalım” diyebilecek cesaretiniz olmalı, eğer O’nu
baştan çıkarmak istiyorsanız. Adem ile Havva insanlık tarihinin ilk aşkını aslında çok
büyük bir meydan okuma ile yaşadılar. Şeytan’ın baştan çıkarıcılığı ile “merak”
duygusuna esir olan Havva, Adem’i de peşinden sürükledi. Zincirleme bir baştan
çıkarma vakası… O günden beri insanlık üreyerek o “ilk günahı” sürdürüyor. İlk insan
Adem ve Havva’dan aldığımız kodlar ve kalıtımla biz de hala onların peşinden
gidiyoruz. Saf sevgi Cennet’te vardı fakat insan “merak” duygusu nedeniyle, baştan
çıkarılma ile tanıştı ve bunu yüzyıllardır sürdürüyor.
Baştan çıkma ve çıkarılma genlerimizde var, insan olarak zayıfız ve baştan çıkarılmaya
meyilliyiz. Burada bunun doğru veya yanlış olduğunu belirtmiyorum, sadece bu var ve
devam edecek diyorum. Baştan çıkarmanın içinde cinsellik ve strateji olsa da, en başta
da belirttiğim gibi saflık da var çünkü insan tüm kötü ve zaaflı yanlarına rağmen saflık
da içeren bir canlıdır. İnsan saflığı arar aslında yaşamında. Dünya, ilk baştan
çıkarılmanın bir sonucu olarak kurulduğuna göre, dünyadaki en önemli konulardan biri
baştan çıkarmadır çok doğal olarak. Aşk konusu dışında, her gün çeşitli yöneticilier ve
markalar da insanlığı aslında baştan çıkarmaktadır. Bazılarımız başkalarına teslim
yaşarız çünkü baştan çıkarız. Bundan kaçamayız…
Baştan çıkarıcılar, genelde başkalarını hesaba katmadan hareket ederler. O size tapıyor
gibi görünse de gerçekte kendine tapıyordur. Kendi istediği için ve kendi için sizi elde
edecektir. Size kendinizi özel hissettirmesinin nedeni de gerçekte O’nun kendine verdiği
yüksek değerdir. Çok nadir de olsa, amatör baştan çıkarıcılar, avcı olarak başladıkları
süreci av olarak tamamlarlar bazen. Bu durum, karşı tarafın bir anda baştan çıkarma
atağına geçmesi ya da gizemini son ana kadar koruması, son anda şaşırtması ile
mümkün hale gelir.
Toplumun geneli ve sıradan insanlar, baştan çıkarıcıları yargılar. Hatta bazen onlara acır
gibi yaparlar. Bu durumun özünde içten içe “O’nun yerinde olabilme arzusu” yatar fakat
bu çoğu kez kişinin kendine itiraf edemeyeceği bir gerçektir. Bir baştan çıkarıcı
kıskanılmayı hazmetmiştir, O bunu sık sık yaşamaktadır. Aşık etmek istediğiniz kişinin
bilinçli değil bilinçsiz hallerini kriter alın. Spontane gelişen herşey gerçektir. Önceden
planladıkları, O’nun gerçek kimliğine ait olmayabilir. Anında ortaya çıkan ve
beklenmedik gelişmeler aşkı körükler ve kişiliğe dair sır ipuçlarını ortaya döker. Açıkça
itiraf edemediklerimiz, bazen bir göz kaçırmamızda, bazen ise bir anda ortaya çıkan bir
mimiğimizde gizlidir.
Gerçek bir baştan çıkarıcı benzersiz olduğuna inanır. O benzersiz olduğu için de asla
birbirine benzeyen sıradan insanlara önem vermez, onları takip etmez, onlardan
etkilenmez. Çoğu insan özgüven eksikliği yaşar, baştan çıkarıcının en büyük silahı ise
kesin olarak sergilediği sonsuz özgüvenidir. O yanılmaz, O yıkılmaz bir kaledir. Baştan
çıkarıcılar gerçekte kendilerine aşıktır, bunu baştan çıkmış halinizle anlayamaz kapılır
gidersiniz. Hatta biri size çıkıp bu gerçeği söylese O’na inanmazsınız da, çünkü oyun
çok tatlıdır; gerçekler ise sıkıcı…
Tüm bu olanlar gerçek mi peki? Sorunun cevabı şu: yaşadığımız dünyada gerçek ve
yanılsama ikiz kardeştir aslında. Çoğu kişi gerçekleri değil yanılsamaları sever, farkıda
olmasa da. Estetikli birçok kadın kendini güzel olarak yutturmayı nasıl başarıyorsa, çok
kötü oyuncular da milyon dolarlar kazanabiliyor… Çünkü onlar kitleleri “bir şekilde”
baştan çıkarabilmeyi başarıyor.
Doğa… Doğallık… Masumiyet… İnsanoğlu bunlara tapar, bunların özlemi ile yaşar. Aşk
ise doğallığı sever, baştan çıkarma insanın doğa’sında vardır. Süreç ise, ne kadar
“doğal” gelişirse herşey o kadar kaderin elinden çıkmış gibi büyüleyici görünecektir.
Tüm bunlar ustalık gerektirir, müthiş bir zekanın eseri olmalıdır baştan çıkarma
süreciniz… Her şey yavaş ve emin adımlarla, doğallığını yitirmeden gelişirse inandırıcı
ve heyecanlı olur…
En baştan çıkarıcı olan; en doğal halinizdir. İçinizden gelenleri yaptığınız anda
yaydığınız enerji en çekici halinizi ortaya koyar. Zorlamalar ve fazla çaba çoğu kez
büyüyü bozar. Bağımsızlığına düşkün kişileri toplum hep zincirlere vurmak, onları
durdurmak ister. Aslında onlar imrenilenlerdir, çoğu kişi bununla yüzleşmek istemez.
Aşk, isteseniz de istemeseniz de bir savaştır. Her zaman, uğrunda mücadele verilen
değerlidir. Kolay ve basit olan değil. Aşık etmek, baştan çıkarmak bir süreçtir. Bunun bir
süreç ve sürecin içinde de bir savaş olduğunu unutursanız ve fazla hızlı ya da kolay
olursanız, geçmiş olsun. Savaş ve savaşmak insana gizliden gizliye haz verir. O
nedenle, savaşmak yerine teslim olursanız karşı taraf ilgisini yitirir. Sürüklenme
gerçekleşmez. Birçok aşklar görürüz etrafta, deriz ki “ya adam pek de O’nu sevmiyor
gerçekte, belli, neden O’nunla hala…” çünkü insanlar elde ettiklerinin değil
edemediklerinin peşinde koşar! Birşey tamamlanınca ona olan ilgi biter, aşkta hep ama
hep birşeyler eksik kalmalıdır…
Bir an için ağızdan kaçan bir söz, beklenmedik bir U dönüş, ara ara tepkisizlik, şaşırtma,
iptaller aşka devinim katar, heyecan katar. Kimse kolayca sahip olacağı birine aşık
olmaz ama O’na yasak olan ya da ulaşılmaz olan biri hep daha çekicidir ve O’nun
üstüne hayal bile kurmak daha enteresandır. Çoğu kişi ya arkamdan gelmezse der ve
kaybetme korkusu enerjisi yayar en olmadık yerde açılır ya da teslim olur. O ilişki orda
biter aslında. Tabi ki teslim olacağınız zaman da gelecek ama hemen değil. O sizin
peşinizden gelmek istiyor, bırakın yapsın. Tatmin olmalarını geciktirin ama hiç
olmayacakmış gibi de yapmayın. Tabi ki tüm bunlar bir oyun edası ile gelişmeleli,
“dozaj” ve “doğallık” herşeydir…
Birine istediğini verdiğiniz an tüm gücünüz biter, güç O’na geçer. Bunu iyice idrak edin.
Mesafe gizemdir. Bunu iyi koruyun. Çok açık olmayın, hayır demeyin ama aşırı da
bağlanmayın. Açıkça peşinden koştuğunuz kişi kaçar. Bu nettir. Başta iyi gelecek zannı
ile yapılan aşırı ilgi, kesin olarak sonra rahatsız eder. Ara sıra geri çekilin.
Mesafe, duyguları yüceltir. O öfkelenirse, size karşı dirençsiz olacaktır. Bu durum O’nu
size çeker. İlgi gösterin, ilgi çekin ama hemen ardından geri çekilmeyi de bilin. Bir
sonraki adımınızı bilirse sizi çözerse, baştan çıkmaz. Tarihteki çoğu ünlü baştan
çıkarıcıya baktığımız zaman “sıcak-soğuk” etkisini çok iyi uyguladıklarını görürüz. Bir an
çok ateşli, ardından gelen bir geri çekilme. Hiçbir aşk sürekli aynı yoğunlukla ve hep
yukarı çıkarak yaşanmaz. Zaten olaya erkekler cephesinden baktığımız zaman,
özgüvensiz erkekleri kastetmiyorum, soğuk kadınlara ya da gizemli kadınlara değişik bir
ilgileri olduğunu görürüz. Karmaşa kafa karıştırır, kafası karışan düşünür, sizi
düşündükçe size aşık olur… Kıskandığınızı hele hele başta açıkça göstermenizin ne
kadar ölümcül bir hata olduğunu burada yazmama gerek yok aslında değil mi?..
Kıskançlık yaratmak ne ala, başta kıskanmak ise çok büyük hata…
O’nunla birlikteyken, kendinizden değil, O’ndan bahsedebilir misiniz? O’nu çözebilir
misiniz? Herşeyi anlatın demiyorum ama bu O’nun hoşuna gidecektir. Bunu yapın. İlgi
O’nda olsun, O’nun kendini ilişkinin odağında gibi hissetmesini sağlayın. Tabi ki dizginler
sizde aslında… Dinlemeyi bilin, O’nun tüm detaylarını ezberleyin. Mimik ve jestleri çok
ipuçları verecek. Deşifre olan O olsun, siz değil… O’na özel hissettirirseniz, sizden
vazgeçmez.